Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)
Dört aydır beklediğimiz gün gelmiş, kendimizi sabahın erken saatlerinde Sabiha Gökçen’de bulmuştuk. Özgün’le kısa zamanda yurt içinde birçok yer gezmiş olsak da ilk defa yurt dışına çıkacaktık. İkimizin de yurt dışı deneyimi vardı ancak yine de içimiz kıpır kıpırdı…
Dört aydır beklediğimiz gün gelmiş, kendimizi sabahın erken saatlerinde Sabiha Gökçen’de bulmuştuk. Özgün’le kısa zamanda yurt içinde birçok yer gezmiş olsak da ilk defa yurt dışına çıkacaktık. İkimizin de yurt dışı deneyimi vardı ancak yine de içimiz kıpır kıpırdı…
Daha
önce bir yazımda da bahsetmiştim aksilikler beni sever diye; yine peşimi bırakmadılar sağolsun :) İlk
dakikadan sorunlar baş göstermeye başladı. Pasaport kontrol bölümünde bir sorun
yüzünden insanlar uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. Uçağa da çok fazla bir zaman
kalmamıştı. Neyse ki korkulan olmadı, uçağa yetişebildik. Asıl sıkıntı ise
Makedonya’da baş gösterdi. Üsküp ‘te pasaport kuyruğuna girdiğimizde daha sıra
bize gelmeden bir polis pasaportlarımızı görmek istedi ve kaç gün kalacağımızı
sordu. Daha sonra sıra bana geldiğinde ahiret soruları başladı. “Kaç gün
kalacaksın? Neden geldin? Ne kadar para var yanında? Uçak rezervasyonun var
mı?” gibi bir sürü soruyla karşılaştım. Pasaportumu yeni çıkarmış olduğumdan dolayı
karşılaştığımı düşündüğüm bu sorulardan sonra, polis verdiğim cevaplardan tatmin
olmamış olacak ki biraz Türkçe bilen başka polise yönlendirdi beni. O sırada aynı sebeplerden dolayı Özgün de yanımıza gelmişti . Polise durumu açıklayıp bütün
uçak-otel-araba rezervasyonlarımızı gösterdik. Mesleğimizi sorduğunda “daktır”
dedim anlamadı :) İki kere tekrar ettim “haa,doktooor..Öyle desene” dedi :) Ve
sonunda bizi kabul ettiler.
Sıra
araba kiralamaya gelmişti. Daha önce anlaştığımız Enterprise firmasından
aracımızı kiralayarak yollara düştük. Rotamıza göre ilk durağımız Bitola (Manastır)
idi. Buradan başlama sebebimiz Atatürk’ün okumuş olduğu okulu görebilmekti.
Yollar
gayet güzel ancak tek şeritti. Zaten benim de en sevdiğim yollar bunlar.
Yaklaşık 1 saat 45 dakika sonra Bitola’ya vardık.
Bitola, Makedonya'nın 2. büyük şehri olsa da gezilecek yer açısından oldukça fakir. Bizim gibi hızlı gezenlerin 1-2 saatini almaz diye düşünüyorum.
Saat Kulesi
Aracımızı park ettikten sonra navigasyonun yönlendirmesi ile gezmeye başladık. Zaten gezeceğimiz bütün yerler bir hat üzerinde bulunuyordu. Haritamızdaki ilk nokta, Osmanlı Döneminde yapılan 30 metre yüksekliğindeki Saat Kulesi'ni işaret ediyordu.
Saat Kulesi
Kuleden Manastır Askeri İdadisi'ne doğru yürüyünce karşımıza trafiğe kapalı bir sokak çıktı. Burası Bitola'nın İstiklal Caddesi diyebileceğim Sirok Sokak. Etrafta birçok kafe ve restoran bulunmakta. Çoğu konsolosluğun yer aldığı bu sokakta Türk Konsolosluğu'nu da görebilirsiniz.
Sirok Sokak
Yağmur yağdı, yağacak. Mayıs ayının ortaları olmasına rağmen hava soğuk sayılır. Ama çevremiz insan kaynıyordu. Şaşırtıcı bir durum gibi gelse de işin aslı insanların içine karışınca ortaya çıktı. Etrafımızdaki insanların neredeyse tamamı Türk'tü :) Bir an "acaba yurt dışında değil miyim?" bile dedim. Fotoğrafın sol altındaki insanlar da tahmin edersiniz ki Türk bir tur grubu :)
Dediğim gibi gezecek yer azdı. Sokak boyunca yürüdüğümüzde bu bina gözümüze çarptı. Türk tur rehberi gruba bu bina hakkında bir şeyler anlatıyordu. Terk edilmiş bir bina ancak tarihi önemi var anlaşılan. Bilen biri beni de aydınlatsın :)
Manastır Askeri İdadisi
Sokağın sonuna geldiğimizde bir kalabalık belirdi. Hedefimize ulaştığımızı anlamak zor olmadı :) İşte burası Mustafa Kemal Atatürk'ün 1896-1898 yıllarında eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi. Müzeye çevrilmiş durumda. Giriş ücreti 100 dinar.
Manastır Askeri İdadisi
Müzenin içinde Atatürk ile ilgili birçok fotoğraf, belge bulunmakta. Ayrıca, yaklaşık 15 dakikalık bir belgesel gösterimi oluyormuş. Bunu sonradan öğrenmem benim için kötü oldu :(
Manastır Askeri İdadisi
Müzenin bir kısmı da diğer müzelerde olduğu gibi tarihi eserlere ayrılmış. Hazır girmişken buralara da göz atarak Bitola turumuzu tamamladık.
Son söz olarak Bitola, Atatürk nedeniyle Türk turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir şehir. Burayı gezenlerin yabancılık çekmeyecekleri kesin.
Bitola sonrası rotamızı batıya çevirerek Ohrid'e doğru yol aldık...
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder