3 Ağustos 2016 Çarşamba

Azerbaycan Vizesi & Bakü - Tiflis Treni Hakkında

               Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

        Evet, garip gelse de kardeş ülkemiz Azerbaycan bizden vize istiyor. Ama işin güzel yanı, bunun çok hızlı bir şekilde hallediliyor olması. Vize için önümüzde 2 seçenek var. Birincisi kara yoluyla gidecekler için konsolosluklardan alınan, ikincisi ise hava yolu ile gidecekler için Bakü Heydar Aliyev Hava Alanı'nda alınacak vize. Resmi sitede sadece Bakü yazıyor ancak Gence'deki hava alanından da vize alan insanların olduğunu okumuştum (Doğrulanması gerekiyor). Azerbaycan'ın kara sınır kapılarında vize vermek gibi bir uygulaması bulunmuyor maalesef.

Bakü Heydar Aliyev Hava Alanı

        Konsolosluklardan vize almak isteyenler için işlem süresi genelde 3 gün olarak belirtilse de 4 saat içinde vizesini alanların olduğu söyleniyor. Hava alanı için ise durum çok daha kolay. Pasaport kontrolüne girmeden hemen önce "Vize" bölümü bulunmakta. Burada dolduracağınız kısa bir form ve vereceğiniz 10 dolar karşılığında 60 günlük Azerbaycan vizeniz hazır oluyor. Geçmişte istenen pasaport fotokopisi ve 2 adet fotoğraf ise şu anda istenmiyor. Ayrıca, pasaport bölümündeki polisler için "rüşvetçi" tarzında şeyler denmişti; gayet resmi bir şekilde işlerini yapan kişiler bize denk geldi :)

28 Haziran 2016 Salı

Arnavutluk'tan kısa kısa: Berat, Gjirokaster, Sarende-Butrint

            Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

            Balkanlar'da ilk günü Bitola (Manastır) ve Ohrid'de geçirmiş, ertesi gün için planlar yapmaya başlamıştık. Planımıza göre bir gün daha Ohrid'i gezecektik, fakat hızlı gezmiş olacağız ki gezecek yer kalmamıştı :) Üçüncü günün planında bir değişiklik olmaması için en güzel seçenek Arnavutluk'un güneyini gezmek olacaktı. Biz de öyle yaptık...
            Makedonya'dan Arnavutluk'a geçiş bizim için ilk sınır değişikliği oldu. Ne yapacağını bilmemenin verdiği endişe ve heyecan, Arnavutluk polisinin bizim Türk olduğumuzu öğrenmesiyle son buldu. Polis abimiz kaç yıl öncesinden geliyor bilinmez ama bize Tansu Çiller, Bülent Ecevit'i falan sordu :) Kısa bir süre sonra da Arnavutluk sınırlarına girmiş olduk.

Enver Hoca tarafından yaptırılan sığınaklardan bir tanesi

             Sınırı geçtikten sonra çok güzel manzaralarla karşılaştık. Yukarıda gördüğünüz fotoğraf sınırdan birkaç kilometre sonrası. Arnavutluk'un eski lideri Enver Hoca tarafından yaptırılan bu sığınaklardan ülkenin her bölgesinde görmek mümkün. Sayıları 750 bine ulaşan ve milyarlarca dolar verilerek yapılan bu sığınaklar, olası bir savaş durumunda her ailenin kalabilmesi için tasarlanmış.

22 Haziran 2016 Çarşamba

Makedonya' nın İncisi: Ohrid

               Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

               Balkanlar'da ilk günümüz..Aracımızı Üsküp'ten kiralamış ve ilk gezimizi Bitola'da tamamlamıştık. Yeni rotamız ise Makedonya'nın incisi Ohrid idi. Ancak önceliğimiz Ohrid'in güneyi oldu.
              Yağmur damlaları aracın ön camını ıslatırken biz de St. Naum'a doğru yol aldık. Yollar virajlı ve olabildiğince sakin...Karşımızdan araç bile gelmiyordu. İşin aslı sonradan ortaya çıktı. Biz Ohrid ve Prespa Gölleri arasında bulunan Galicica Milli Parkı'nın içinden geçiyorduk :)
           
Galicica Milli Parkı - Sol tarafta Trpejca Kasabası

                  Zamandan kazanmak amacıyla kullandığımız bu yol, bize bir sürü manzara fotoğrafı olarak geri döndü. Ama yol bitene kadar tırsmadım değil. Sadece bir araçla karşılaştığımız yolda başımıza bir şey gelseydi ne yapardık onu düşünmek istemiyorum :) Neyse ki, korkulan olmadı ve ana yola ulaşabildik. 

15 Haziran 2016 Çarşamba

Serüven Başlasın: Bitola(Manastır)

              Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

               Dört aydır beklediğimiz gün gelmiş, kendimizi sabahın erken saatlerinde Sabiha Gökçen’de bulmuştuk. Özgün’le kısa zamanda yurt içinde birçok yer gezmiş olsak da ilk defa yurt dışına çıkacaktık. İkimizin de yurt dışı deneyimi vardı ancak yine de içimiz kıpır kıpırdı…
              Daha önce bir yazımda da bahsetmiştim aksilikler beni sever diye;  yine peşimi bırakmadılar sağolsun :) İlk dakikadan sorunlar baş göstermeye başladı. Pasaport kontrol bölümünde bir sorun yüzünden insanlar uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. Uçağa da çok fazla bir zaman kalmamıştı. Neyse ki korkulan olmadı, uçağa yetişebildik. Asıl sıkıntı ise Makedonya’da baş gösterdi. Üsküp ‘te pasaport kuyruğuna girdiğimizde daha sıra bize gelmeden bir polis pasaportlarımızı görmek istedi ve kaç gün kalacağımızı sordu. Daha sonra sıra bana geldiğinde ahiret soruları başladı. “Kaç gün kalacaksın? Neden geldin? Ne kadar para var yanında? Uçak rezervasyonun var mı?” gibi bir sürü soruyla karşılaştım. Pasaportumu yeni çıkarmış olduğumdan dolayı karşılaştığımı düşündüğüm bu sorulardan sonra, polis verdiğim cevaplardan tatmin olmamış olacak ki biraz Türkçe bilen başka polise yönlendirdi beni. O sırada aynı sebeplerden dolayı Özgün de yanımıza gelmişti . Polise durumu açıklayıp bütün uçak-otel-araba rezervasyonlarımızı gösterdik. Mesleğimizi sorduğunda “daktır” dedim anlamadı :) İki kere tekrar ettim “haa,doktooor..Öyle desene” dedi :) Ve sonunda bizi kabul ettiler.
               Sıra araba kiralamaya gelmişti. Daha önce anlaştığımız Enterprise firmasından aracımızı kiralayarak yollara düştük. Rotamıza göre ilk durağımız Bitola (Manastır) idi. Buradan başlama sebebimiz Atatürk’ün okumuş olduğu okulu görebilmekti.

               Yollar gayet güzel ancak tek şeritti. Zaten benim de en sevdiğim yollar bunlar. Yaklaşık 1 saat 45 dakika sonra Bitola’ya vardık.
               Bitola, Makedonya'nın 2. büyük şehri olsa da gezilecek yer açısından oldukça fakir. Bizim gibi hızlı gezenlerin 1-2 saatini almaz diye düşünüyorum.
Saat Kulesi

8 Haziran 2016 Çarşamba

12 Günde Balkanlar Turu

              Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

           12 gün, 6 ülke, 2 kafadar...Tek sürücü ile yapılan 3358 kilometre yol...Özgün'le yaptığımız ilk yurt dışı gezimiz...Eksiğiyle fazlasıyla Balkanlar yazıma hoş geldiniz :)

Ohrid - Makedonya

               Yaklaşık 4 ay öncesinden planladığımız gezinin ana hatlarını bu yazıda derlemeye çalışacağım. "Ne kadar harcadınız?  Nerede konakladınız? Ulaşımı nasıl sağladınız? Rotanız nasıldı? Ne yediniz? " gibi soruların cevabını aşağıda bulabilirsiniz...

19 Mayıs 2016 Perşembe

KahramanmaraşK :)

Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

Kahramanmaraşk :)

                 "Maraş'ta ne var ki?"...Bayburt sonrası karşılaştığım aynı soru...Artık anlayın beni :) Benim için ülkemizin her ili değerli. Her şehrinde gezilecek-görülecek onlarca yer var. Hatta benim bir hayalim var. Belki şu an ulaşması çok zor ama 81 ili de gezmek istiyorum (hayalimde yurt dışından yerler de var tabii). Bu yüzden de gezmediğim görmediğim illere öncelik veriyorum.
                  Geçen yılın Nisan ayında üniversite arkadaşım Ahmet Serdar'ın davetiyle 4 günlük Güneydoğu Anadolu turu yapmıştım. Bu yıl da aynı arkadaşımın düğünü için Nizip'e doğru yollara düştüm. Madem aynı bölgeye gidecektim, farklı bir yer görmeliydim. Kahramanmaraş fikri böylece gün yüzüne çıkmış oldu.  

8 Mayıs 2016 Pazar

Beyaz Cennet Pammukkale & Hierapolis Antik Kenti

             Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)

              Dokuz Eylül Üniversitesi'nin düzenlediği iki haftalık kurs sonrası (Haziran 2015) katılımcılar şehirlerine dönmeye başlamıştı. Ama bizim ayrılmaya niyetimiz yoktu :) İzmir'de ayak basacak yer bırakmayınca rotamızı farklı yerlere çevirmeye karar verdik. Bunun için de en güzel yer Pamukkale idi. Zaten kursta tanıştığımız 2 arkadaşımız da Denizli'de çalışıyorlardı. Onlar hem çalıştıkları yere dönmüş olacaklardı, hem de bize Pamukkale'yi gezdireceklerdi.
                Çok küçükken gittiğim Pamukkale'yi hayal meyal hatırlıyordum. Eski görkemli halinden eser kalmamış deniyordu birçok okuduğum yerde. Gidip yerinde görmek, öyle karar vermek lazım diyerek düştük yollara...
                Denizli'ye vardığımızda sınırlı vakit nedeniyle direk Pamukkale'ye doğru hareket ettik. Şehir merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki bu "beyaz cennet"i görmeden önce arkadaşlarımızın tavsiyesiyle Hierapolis Antik Kenti'ni ziyaret ettik. Daha önce ismini dahi duymamış olduğum bu antik kentin kuruluşu hakkında bilgiler kısıtlı. Ancak ismini Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan aldığı biliniyormuş.


Hierapolis Antik Kenti

                 Pamukkale travertenlerine çok yakın mesafedeki antik kent oldukça geniş bir alana yayılmış. Roma İmparatoru Neron döneminde Helenistik döneme özgü şekilde varlığı sürdüren kent, büyük depremler sonrası bu özelliğini kaybetmiş ve tipik Roma kenti halini almış.